5 Temmuz 2008 Cumartesi

ÖZGÜRLÜK HEYKELİ'NİN TARİHÇESİ

(fotograf alıntıdır)

Özgürlük Heykeli, NewYork'a dikilmeden önce, niçin ve nereye dikilmek üzere kimler tarafından yaptırılmış ve parasını kim ödemişti…

Heykel, Özgürlüğün değil Asya'nın ışığını taşıyacaktı…
Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Mısır'ı Kavalalı Mehmed Paşa'nın soyundan gelen "Hidiv" ünvanlı valiler yönetiyordu.( 19.yy) İçişlerinde bağımsız olan Mısır valileri, sadece yabancı ülkelerle imzaladıkları anlaşmalarla mali protokollerini Osmanlı Padişahı'na onaylatmakla yükümlüydüler. Mısır valilerinden gelen istekler Padişahlar tarafından her zaman onaylanırdı.

Mısır Valisi Said Paşa'nın, Fransız mühendis Fredinand de Lesseps'e hazırlattığı ve Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayacak olan Süveyş Kanalı projesi onaylanmak üzere Osmanlı hükümdarına sunulmuştu (1854). Projenin arkasında Fransa'nın olması İngiltere'yi rahatsız etti.Akdeniz ve Hindistan'daki egemenliğini sona erdirebilecek olan böyle bir hazırlığa karşı çıkıyordu vezamanın hükümdarı Sultan Abdülaziz'i, projeyi reddetmesi için baskı altında tutuyordu.

Said Paşa,İstanbul'un onayını beklemeyerek 30 Kasım 1854 tarihinde Fransız mühendise projenin hayata geçirilmesi için gerekli şirketin hisse senetleri satılınca İngiltere, Sulatn Abdülaziz'e daha da fazla baskı yapmaya başladı ve hükümdar, Mısır Paşası'nın projesini 12 yıl onaylamadı.

Projeye başlanmıştı ancak padişahın onayı gelmemişti. Said Paşa 1863 yılında ölünce yeni vali olarak İsmail Paşa geldi. İsmail Paşa,Fransızları n değil İngilizlerin taraftarıydı. İktidarının ilk yıllarında projeye önem vermedi. Daha sonraki yıllarda Süveyş kanalı Projesinin Mısır'da hayati değişiklik getireceğini anlayarak işe dört elle sarıldı. Kazılar neredeyse tamamlanmak üzereydi ama Sulta Abdülaziz'in proje onayı hala yoktu. Devreye giren Fransız hükümeti, Sultan Abdülaziz'e İngilizlerden daha fazla baskı yapmaya başladı. Sultan Abdülaziz, 19 Mart 1866'da yayınladığı fermanla Kanal' a izin verirken kanal Şirketi ile Said veİsmail Paşalar arasında varılan anlaşmaları onayladı. Üstelik Mısır'ın kanal inşaatı için yağtığı dış borçları da devlet garantisine aldı ve kendisi de kanal Şirketi'nin hisselerine oldukça yüksek mablağ yatırdı.

Heykel, Asya'nın "Işığı" olacaktı…
Said Paşa ile kanalın mühendisi olan Fredinand de Lesseps arasında yapılan anlaşmanın ilginç bir maddesi vardı: Anlaşmaya göre; Kanal'ın Akdeniz'e açıldığı yere dev bir heykel dikilecekti. Heykel, firavunlarzamanı nın giysilerini giyen bir kadın şeklinde olacak ve "Asya'nın ışığının Mısır'dan geldiğini" sembolize eden bir meşale tutacaktı.
Dev heykeli yapması için Fransa'nın tanınmış heykeltraşları ndan Frederic Auguste Bartholdi'yle anlaştılar ve sanatçıya bir hayli avans ödendi. Sultan Abdülaziz, tarafından verilen paradan heykelin masraflarının büyük bölümü ödenmişti. Bartholdi işe başladı. Dikileceği yerde monte edilecek şekilde parçalar halinde hazırlanan heykel birkaç sene sonra tamamlanmış, kanalın Akdeniz'e açıldığı yerde yerleştririlebilecek hale getirilmiş ve Marsilya'dan bir gemi ile Mısır'a nakledilmesinin hazırlıklarına girişilmişti bile. Ama Said Paşa'dan sonra vali olan İsmail Paşa, Müslüman bir memlekette böylesine büyük heykelin dikilmesinin halka arasında hoşnutsuzluk yaratacağını düşündü ve mühendis Ferdinand de Lesseps'e, heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatı verdi. Mühendisin Paşa'yı ikna çabaları sonuç vermedi. Süveyş Kanalı, dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama heykelsiz törenle açıldı.(1869 Kasım)
Barthold'un eseri, Paris'te bir depoya konularak tozlanmaya terk edildi.

Asya'nın Işığı, Amerika yollarında…

O yıllarda dünyanın bir başka tarafında, Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yakınlaşma başlamış, taraflar birbirlerine jest üstüne jest yapıyorlardı.

Paris'ta kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun lideri olan Edouard Rene Lefebvre Laboulaye,Fransı z Hükümeti'niAmerika- Fransa dostluğunu her zaman hatırlatacak bir hediye gönderilmesi konusunda ikna etti. Hediyenin devasa bir keykel olması kararlaştırıldı. Heykel bir elinde hukuku simgeleyen bir kitap tutacak, diğer elinde de "dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü" olan bir meşale taşıyacaktı.

Sipariş gene aynı heykeltraşa, Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Bartholdi'nin eseeri zaten hazırdı, senelerden beri bir depoda beklemekteydi. Asya'nın Işığı'nı simgelemek için yapılan ve parasının büyük bir bölümünü Sultan Abdülaziz'in ödediği, Mısır Valisi İsmail Paşa'nın kabul etmediği heykeldi bu. Heykeltraşın, hazır olan heykelin elleriyle kollarında ve yüzünde bazı değişiklikler yapması yeterli olacaktı. Bartholdi, heykeli Paris'e kendi adıyla anılan bir kule dikmiş olan Gustave Eiffel ile beraberce çalışarak tamamladı ve 1884 Haziran'ın da eserini Fransız hükümetine teslim etti. Öte yandan, Amerikalılar heykelin New York'un hemen girişinde bulunan ufak adalardan birine yerleştirilmesine karar vermişlerdi ve 350 parçadan oluşan heykel "İsere" adındaki bir Fransız gemisiyle 4 Kasım 1885 günü New York'a ulaştı.

Amerikalılar, Fransa'nın hediyesi olan heykelin kaidesinin yapımı için bir bağış kampanyası başlatmış, ilk bağışı Macar göçmeni New York'ta "World" adında bir gazete çıkartan Joseph Pulitzer yapmış ve kaide için 100 bin dolar vermişti. Macar göçmeni gazeteci, daha sonra gazetecilikte dünyanın en büyük ödülü sayılan "Pulitzer"in de isim babası olacaktı.

"Asya'nın Işığı" isim değiştirmiş "Özgürlük Heykeli" olarak, New York şehrinde, inşa edildiği 1886 yılından bu yana Amerika'nın simgesi ve gözlem kulaesi olmuştu. Yapım masraflarının büyük bölümünü Osmanlı'nın ödediği heykel, dünyada en çok tanınan ikonlardan biridir.

Heykelin daha küçük boyutlarda bir kopyası Paris'tedir ve Atlantik Okyanusu'na bakar. Dünyanın başka çeşitli yerlerinde (Osaka, Priştina, Pekin, Nevada, South Dakota, Bordeux …) küçük kopyaları bulunmaktadır.



(Bu yazı alıntıdır)

Hiç yorum yok: