23 Kasım 2008 Pazar
21 Ekim 2008 Salı
19 Ekim 2008 Pazar
5 Ekim 2008 Pazar
KEMALİYE KARANLIK KANYON
ERZİNCAN EKŞİSU RESİMLERİ
tatlı su
bir görüntü
Burda ekşisu ve tatlı su birarada dökülüyor.
ERZİNCAN EKŞİSU MESİRE YERİ RESİMLERİM
Erzincan ekşisu güzel bir mesire yeridir.15 km.uzaklıktadır.Her hftasonu
Erzincanlılar mangallarını,etlerini alır buraya koşarlar.Yeşillikten havası serin
olur.Öyle bir özelliği vardır ki;Tatlı su (içme suyu),maden suyu ve kükürtlü su
birarada bulunur.Agacın kogugundan çıkan ve akan suların bazıları maden suyu,
bazıları tatlı içme suyudur.Kükürtlü su ekzamalara iyigelir.
Az ilerisinde 45 derece sıcaklıkta bir termal su da çıkar ve bazı deri hastalıkla-
rına iyi gelir ve insanlar havuzlarda bu suya girerler.
25 Eylül 2008 Perşembe
SEVDA KOKUSU
(resimler alıntıdır)
resimlerin taç yaprakları
neler anlatır insana
ya kokusu derin çekersin
gözlerini kapayarak içine
mest olursun,dalarsın
derin hülyalara..düşünürsün
neler gelmezki insanın aklına
hayatına geriye dogru
bir sayaç takarsın,
isteyite veremediğin gülleri
düşünürsün bir bir
arkada bıraktıkların ve
bugüne göz kırpmaların
bir bir gelir aklına
geçmişi geleceği harmanlarsın
hayallerinde,anılarında
ama bu gün dünden daha
gerçek dersin birden
uyanırsın birden gittiğin
o güzel hayallerinden.
döner bakarsın kendine
sen nerdesin düşündüklerin
nerede kaldı,ka zaman geçti
küllenen o güzel günlerden.
bu günün belki dünden de güzel
solmasın taç yaprakları güllerin
sevdaların kokusu içinde kalsın
sevdaların koksn buram buram
sevdalarda kalsın kalbin
ne olursa olsun hayat kıdemin
sevgiyi hissediyorsa kalbin
hayatı seviyorsun,yaşıyorsun
ve bir o kadar sevda kokuyorsun
dikkat et yinede sen aşık oluyorsun..
25.09.2008/bendurasss
7 Eylül 2008 Pazar
AŞKIN BÜYÜSÜ
Yürek hissettimi sabır edemez
hissettiğini yaşamak ister
sevda bir top kor ateştir
düştüğü yeri yakar geçer
izi kalıcı olur çıkmaz acısı
çekilmez olur biryerde
sızısına dayanılmaz olur
aşk bir başkadır sevgi de
yakar yürekleri hissedildiği
görüldüğü yerde sevincide
vardır acısıda hissedildiğinde
hele aşk yaşanmaya görsün
mutluluk hissedilir uçurur
insanı hayallerine,isteklerine
yaşarsan eger bilirsin
aşkın verdiği gücü,farkı
hissedersin değişirsin birden
göremezsin çevreni,olanı,biteni
derdin aşkın olur,sevmelerde
hissedersin kendini
bitmesini istemezsin bu büyünün
bir büyüdür ki,sensiz olmaz
sen varsan yaşnır sevgiler
aşkın büyüsüdür seni yaşatan
bilirsin,hissedersin anılar istersin
yaşamak istersin sevdanın
bugulu büyüsünü yaşarsın
eğer yaşayamazsan bilki
sevdasız kalır,hayatını karartırsın
yüreğinin hapsinden kurtulamazsın.
07.09.2008/bendurasss
31 Ağustos 2008 Pazar
HAYAL ETTİM
burda hayal ettim seninle
yaşamayı burda düşündüm.
seni bu evde sevmeyi
seninle bu evde yaşlanmayı
düşündüm,hayaller kurdum
her gece karanlıkları ben
seninle burada kovalamayı
geceleri sevgi zamanı yapmayı
ben burada hayal ettim
yıdızları saymayı seninle
ben burada istedim
yalnızlıkları ve hayal kırıklıklarını
seninle kaovalamayı bu evde
istedim.çocuklar büyütmeyi
istedim seninle bu evde
işten gelince güler yüzünle bana
kapıları açmanı,boynuma sarılmanı
hoşgeldin aşkım demeni
beni hasretle öpmeni ve o günün
sevgiyle ertesine ilmek atmasını
bu evde hayal ettim sevgilim.
belki,belki birgün olur ne dersin?
31.08.2008/bendurasss
7 Ağustos 2008 Perşembe
SEN OLUYORUM
sen neredesin ben senin
özlemlerindeyim.
Büyüyorsun bende büyüdükce
göz görmüyor ama gönül
gönül bu seni çok seviyor.
ben nerede kaldım hangi mevsimde
sen ne yapıyorsun şimdi
kalıyorum ben hep seni
bir mailde beklemede
bir selamın gelsede bana
mutluluktur bana senden gelen
ben nerede kaldım hangi mevsimde
sen ne yapıyorsun şimdi
gecenin bu saatinde
seni düşünüyorum şimdi
yürğim seni sevmelerde
geceler karanlık olabilir
hatta ıssız da olabilir
gecelerin en koyu karanlıklarında
sen benimsin bende senin
hissediyorum seni ben yüreğimde
dudaklarımda,bedenimde
ellerin ellerimde gözlerine bakıyorum
söyle seni ben nasılda seviyorum
sen ben oluyorsun,bende sen gecelerde
karanlıkları umursamıyorum
aslında ben senle karanlıklarda
umuda yelken açıyorum
sevdalarıma sana sevdalarıma
bilki sessiz sessiz yol alıyorum
kaçgeceler geçer bilmiyorum
sevdalarım sende beni hangi
kıyıya atacak inanki bilmiyorum
bildiğim şey,her gece ben sen oluyorum
sevdalanıyorum gecelerde
gündüzlerde aşık oluyorum
08.08.08/benduras
4 Ağustos 2008 Pazartesi
BİLEMEDİK
kuşlar bile sevmesini biliyor
bir sen,birde ben
sevmesini bilemedik
sevgi kapımıza geldi
sadaka vermeden gönderdik.
Aşk birkere kapımızı çaldı
kapılar yüzüne kapandı
kuşlar bile sevmesini biliyor
biz niye bilemedik
kalbimizi biz niye kilitledik
pas mı tutmuştu kapıları
kalbimizi açmasını bilemedik
sevgiyi misafir bile edemedik
Aşk sırtını döndü bize gitti..
kuşlar bile sevmesini biliyor
birtek biz bilemedik...
04.08.08/bendurasss
31 Temmuz 2008 Perşembe
GİTME
Sen yoksan eğer neyin kıymeti
olabilirki bende,neyin?
Sen yoksan eğer kelimelerin
Dizelerin kıymeti yok.
Sen yoksan eğer şiirler
Neyi anlatacak hangi sevgiyi
Hangi aşkı anlatacak ki?
Sen yoksan eğer içimdeki
Sevgiye olaqn özlemlerim
Söyle nasıl nasıl coşacak ki?
Hangi sözün içi dolacak ki?
Yüreğim nasıl kabaracak
Nasıl hissedecegim?
Gecelerin ay ışıgı karanlıgı
Bana seni nasıl anlatacak ki?
Yıldızlarla parça parça olup
Gelecekmisin bana,geleceknisin?
Geceler zifiri karanlık olacak
Yüreğim hep hazanda kalacak
Duygularım parça parça olacak
Elim kalem de tutamayacak
Şiirler konu hangi sevda olacak?
Ah!Nazlı yar,ne varki naz yapacak
Bu garip hazanda kalacak
Hep aşkın baharını görmeden
Sonbaharında kalacak
Gitme desem gitmezmisin?
Gel desem gelirmisin?
Aşkta gurur olmaz,sevgide de..
Seven başıbuyruk olmaz
İstediğinde çekip gidemez
Sevdiğini yüzüstü bırakamaz
Ne kadar deli essede rüzgar
Sevdalar gönülden çıkamaz
Sevildi mi birkere adı yar olur
Yar yarinden ayrılırsa birkere
Adı hasret olur,keder olur
Sevmek sert esen deli rüzgar değil
Ilık bir serinliktir yüreğe
Vuslat için yürekte yerleşiktir.
31.07.08/bendurasss
EMİRGAN KORUSU GEZİSİ (2)
29 Temmuz 2008 Salı
SEVGİ
sende gördüğüm bu mutluluk mu?
mutluluk sevgide güzellik
gönülde rahatlıktır
sevdiğine inanmaktır
inanarak yol almaktır
yol çetin de olsa zor da olsa
sevgiye baş koymaktır
yokuşları usanmadan aşmaktır
üzülmemektir sevgi
üzmemektir seveni sevgi
her güzelliği koklamak
kötülükleri atmaktır sevgi
düşündüğün ne ise senin
karşındakinin düşüncesinide
anlamaktır sevgi
nedenere niçinlere içten
bakıştır dile getirmemektir
hak vermektir,anlamaktır sevgi
yorum yaparak kırmamaktır
düşündüğünün tersinin olailecegini
bilmektir,anlamaktır sevgi
sevgi hep güzellikleri koklamaktır
sevgiliye sevgi yaşatmaktır
aşkı bulunca da aşkta kalmaktır
kalbi temizlemek,ruhu arıtmaktır
aşkın ve sevginin tadına varmaktır
mutluluklarda kalmaktır sevgi...
29.07.08/bendurasss
27 Temmuz 2008 Pazar
EMİRGAN KORUSU GEZİSİ
25 Temmuz 2008 Cuma
SÖYLE
dalgaların kıyıyı öptüğü yerde
çakıltaşlarını sevgiyle kucakadıgını
alıp kendi yatagına çektiğini
görüyorum köpük köpük
nagmeler fısıldıyor şarkılar söylüyor
deniz geldiği yere geri dönüyor
benim yüreğim gibi bir kabarıp
birden bire sakinleşiyor
bakıyorum dalıyorum denize
kendimi görüyorum yüreğimi...
düşünüyorum işte burda seni
bana benziyor gel gitler
bazen kabarıyor yüreğim
söylenmeyen sözlerine hasret
iki kelimede bir sevgiye özet
duymak istiyor,kulak kabartıyor
ama duyamıyor,beklemede kalıyor
hep bekliyor senin sevgilerine hasret
biliyor sevgindeki derinliği
ama yinede senden duymak istiyor
seni seviyorum demeni bekliyor
güneş kaç defa dogacak
ay karanlıgı geceler kaç defa gelecek
yıldızlarda seni kaçdefa soracak
bu yürek seni ne zaman ?
söyle ne zaman yitik zamanlarından
bulup gün yüzüne çıkaracak ?
cesaretin yokmu söylemeye ?
gelipte ''seviyorum seni'' demeye ?
zaman bizden gidiyor bilesin
beklemelerimde acılar büyüyor
sancılar çekiyor yüregim
Kaç geceyi sensiz sabah edeceğim
kaç gecede senle hayallerde kalacagım
bildiğim sevdamızı senden
ne zaman duyacagım
cesaretin yok mu aşka
sevdalarda umutsuz mu kaldın
sevda dolu yüreğimle burdayım
beklemelerde nasıl avunayım
gecelerin yalnızlıklarında
yıldızlara seni nasıl sorayım
ay bakarmı ki artık yüzüme
ben sensiz sabahlara
nasıl? söyle nasıl çıkayım?
26.07.08 /bendurasss
23 Temmuz 2008 Çarşamba
OLSANDA OLMASANDA
Neredsin niye gelmiyorsun artık
ben sana alışkınım
tebessümlerim sana,gülüşüm
heyecanlarım,duygularım da
sana.sevgilerimde sendin
kalemim seninle yazıyordu
sana duyuyordu ,hissediyordu
kelebekleri senin için görüyordu
gözlerim,o köye seninle gidecektik
hayallerim sana,hissettiklerimde
gecelerde büyüyen yalnızlıklarım
güneşin kavurdugu çöl sıcakları
susuz kalan dudaklarımda
suyu sende gördüm
ben burada sensizliğe kaldım
neden?neden?anlamadım
dayanamam yokluguna
lanet ederim yazmadıgın zamana
karanlık gecelere dayanamam
yıldızlarda seni bulamam
ay ışıgında yüzünü göremem
acılarda bırakma beni
yokluklarda kalmak istemiyorum
hissediyorsam nedir günahım?
korkuyormusun sevmekten?
sevipte uzata kalmak mı acı
acı içinde sevgidir ilacı
ne sen yokluga dayanırsın
nede ben sensiz yalnızlıga
yalnız kalmak istemiyorum
seni yanımda hissetmek istiyorum
sen olmasan da ben buyum
seviyorsam seviyorum
olsanda seviyorum olmasanda.
gelsende seviyorum gelmesende..
ben bu sevgiden mutluyum..
23.07.08/benduras
21 Temmuz 2008 Pazartesi
YORUMSUZ
HAYATTAN CANLI ÖRNEKLER
Neden küstü hayata acaba?Yaşama alanını biz mi kirlettik?
Bu bir insan! Karşısındaki hayvanda kendisi gibi bir canlı.Onunda yaşama hakkı var değilmi?
Bu da bir insan.Onun yaşama hakkı oldugunun bilincinde...
Bu irili ufaklı balıklar niye hayata küsmüş acaba?
Yaşadıkları suyu biz mi kirlettik? Suyu hoyratca
kullandık ta onları yaşatacak su kalmadı mı?
(resimler alıntıdır)
16 Temmuz 2008 Çarşamba
SEVİMİZE GİDELİM
Asfaltı yok,yolu yok
Derdi yok,gamı,tasası yok
Kıskandırıyor insanı değilmi?
Yüreklerde baharı yaşatıyor
Bak yeşilinin her rengi var
Arkamızda kalsın sızılı ve
Biber acılı hatıralarımızı
Sen orda bırak bende burda
Elbiselerimizi alalım
Kağıt kalemimizi de yanımıza
Yazalım acı tatlı ne varsa
Sonra bir dua edelim içimizden
Fırlatalım gitsinler ta uzaklara
Tut elimi,yüreğinin sıcaklıgıyla
Yolumuz uzun yürüyelim
Gidelim köyümüzün evine
İki sitil,bir mitil yeter bana
Sen yanımda olunca
Basit olsun hayatımız
Ama kocaman olsun sevdamız
Yüzüne doya doya bakayım
Gezbebeklerinin içinde yaşayayım
Kalbinin hücrelerinde ben
Tutsak olayım sevdalarıma
Yüzümü üzüne süreyim
Islak dudaklarından su içeyim
Hasretine çatlayan dudaklarıma
Merhem olsun,şifa bulsun.
Kavruk kalmıştır yüregim
Sensizlige yıllar var ki hasret
Aradım durdum yıllarca seni
Bu güneymiş kader,kısmet
Boş kalan çerçevede adın yazılıymış
Üç vakde kadar demişti falcı kadın
Biliyormusun biraz mısralarımda kaldın
Hayat bu ya! neresine takılı kaldın?
Bırak gidelim,hepsi geride kalsın
Birazdan güneş dogacak, sabah olacak,
Yüregimde sen,yüreğinde ben varken
Bizi bizden içerde kim bulacak?
Çöl sıcaklarındaki kaktüs te duran
Şebnem ona nasıl hayat verir bilirsin
Yürğimizdeki sevginin sıcaklıgı işte
Kaktüse hayat veren o güzel şebnem
Zamana yenik düşmesin sevdam
Ben daha ne kadar avunacağım
Seni buldumya asla bırakmıyacagım..
16.07.08/bendurasss
(resimler alıntıdır)
13 Temmuz 2008 Pazar
AŞIĞINIM
seni sevdiğimi biliyorsun
sevgimi anlatmak için sana
ne diyebilirim ki!bende sen
benden daha büyük duruyorsun
gecelerin karanlıgındasen
yüreğimde büyüyorsun
ay senden küçük duruyor
yıldızlar sa çok sönük görünüyor
ay ışıgı senin gözlerinden sönük
sabahın tan vaktindeki güneşin
yeni bir güne gelişinden daha
dahaa büyük duruyorsun.
Sana seni sevdiğimi söylememi
istiyorsun biliyorum
gözlerinden,bakışlarından seni
ben kitap gibi okuyorum biliyorsun
ben seni çok seviyorum
evrene sıgmayacak kadar çok...
aşıgım sana,bu da yetmez anlatmaya
bak ne diyeceğim sana dinle beni;
TAPIYORUM SANA BE GÜZELİM!!
13.07.08 /bendurasss
12 Temmuz 2008 Cumartesi
BİTME AYAGA KALK
11 Temmuz 2008 Cuma
10 Temmuz 2008 Perşembe
DAYAN YÜREĞİM
geceler yarı ölüm zamanıdır insanın
ıssızdır geceler,yalnızlık kokar
başbaşa kalırsın kendinle
dinlersin kendini,iyisiyle,kötüsüyle
bir mahkeme kurarsın kendine
hüküm verirsin adalet terazisiyle
mahkum edersin kendini
yıldızların yalancı ışıgına
tutsak olursun demir parmaklıklarda
düşüncelerine sevdalarına,yaptıklarına
yapamadıklarınada tutsak olursun
hele sevdaların varsa eğer yaşanmamış
batarsın bogazına kadar karanlıklara
yok olursun,sevginin yaşanmamışlıklarında
ohhh çekersin derinden,kimse duymaz seni
şerefine kaldır kadehini,gecenin karanlıgına
kapat gözlerini düşün sevdin sevmedi
gelecekti sana gelmedi,özlemleri sana verdi
yalnızlıkları,bitiklikleri,kederi,kahırlanmayı
sana verdi de yine gelmedi,bekledin bekledin...
hayallerinde bile sana gülümsemedi
bir kadeh daha kaldır,çek derinden
ölürmüyüm bu kederle ben deme,sen
zaten yarı ölüsün gecenin mateminden
bir sevda ki o uzak sen uzaklardasın
belki hayallerle avunacaksın çok zaman
hiç gelmeyecek hiç senin olmayacak
ama buda bişeydir be sevmeseydin
bazı sevdaların hayali bile cihana bedeldir
bazı sevdalarda kavuşmak yoktur
öyle kurulmuştur kurgusu,biliyordun
bak bir kadeh daha bir kadeh daha
dayan yüregim dayan bu yalnızlıga
sevdalarımdaki bu yokluga dayan..
her gecenin bir sabahı vardır derler
belki biryerden güneş ters dogar
10.07.08 bendurasss
5 Temmuz 2008 Cumartesi
ÖZGÜRLÜK HEYKELİ'NİN TARİHÇESİ
Heykel, Özgürlüğün değil Asya'nın ışığını taşıyacaktı…
Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Mısır'ı Kavalalı Mehmed Paşa'nın soyundan gelen "Hidiv" ünvanlı valiler yönetiyordu.( 19.yy) İçişlerinde bağımsız olan Mısır valileri, sadece yabancı ülkelerle imzaladıkları anlaşmalarla mali protokollerini Osmanlı Padişahı'na onaylatmakla yükümlüydüler. Mısır valilerinden gelen istekler Padişahlar tarafından her zaman onaylanırdı.
Mısır Valisi Said Paşa'nın, Fransız mühendis Fredinand de Lesseps'e hazırlattığı ve Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayacak olan Süveyş Kanalı projesi onaylanmak üzere Osmanlı hükümdarına sunulmuştu (1854). Projenin arkasında Fransa'nın olması İngiltere'yi rahatsız etti.Akdeniz ve Hindistan'daki egemenliğini sona erdirebilecek olan böyle bir hazırlığa karşı çıkıyordu vezamanın hükümdarı Sultan Abdülaziz'i, projeyi reddetmesi için baskı altında tutuyordu.
Said Paşa,İstanbul'un onayını beklemeyerek 30 Kasım 1854 tarihinde Fransız mühendise projenin hayata geçirilmesi için gerekli şirketin hisse senetleri satılınca İngiltere, Sulatn Abdülaziz'e daha da fazla baskı yapmaya başladı ve hükümdar, Mısır Paşası'nın projesini 12 yıl onaylamadı.
Projeye başlanmıştı ancak padişahın onayı gelmemişti. Said Paşa 1863 yılında ölünce yeni vali olarak İsmail Paşa geldi. İsmail Paşa,Fransızları n değil İngilizlerin taraftarıydı. İktidarının ilk yıllarında projeye önem vermedi. Daha sonraki yıllarda Süveyş kanalı Projesinin Mısır'da hayati değişiklik getireceğini anlayarak işe dört elle sarıldı. Kazılar neredeyse tamamlanmak üzereydi ama Sulta Abdülaziz'in proje onayı hala yoktu. Devreye giren Fransız hükümeti, Sultan Abdülaziz'e İngilizlerden daha fazla baskı yapmaya başladı. Sultan Abdülaziz, 19 Mart 1866'da yayınladığı fermanla Kanal' a izin verirken kanal Şirketi ile Said veİsmail Paşalar arasında varılan anlaşmaları onayladı. Üstelik Mısır'ın kanal inşaatı için yağtığı dış borçları da devlet garantisine aldı ve kendisi de kanal Şirketi'nin hisselerine oldukça yüksek mablağ yatırdı.
Heykel, Asya'nın "Işığı" olacaktı…
Said Paşa ile kanalın mühendisi olan Fredinand de Lesseps arasında yapılan anlaşmanın ilginç bir maddesi vardı: Anlaşmaya göre; Kanal'ın Akdeniz'e açıldığı yere dev bir heykel dikilecekti. Heykel, firavunlarzamanı nın giysilerini giyen bir kadın şeklinde olacak ve "Asya'nın ışığının Mısır'dan geldiğini" sembolize eden bir meşale tutacaktı.
Dev heykeli yapması için Fransa'nın tanınmış heykeltraşları ndan Frederic Auguste Bartholdi'yle anlaştılar ve sanatçıya bir hayli avans ödendi. Sultan Abdülaziz, tarafından verilen paradan heykelin masraflarının büyük bölümü ödenmişti. Bartholdi işe başladı. Dikileceği yerde monte edilecek şekilde parçalar halinde hazırlanan heykel birkaç sene sonra tamamlanmış, kanalın Akdeniz'e açıldığı yerde yerleştririlebilecek hale getirilmiş ve Marsilya'dan bir gemi ile Mısır'a nakledilmesinin hazırlıklarına girişilmişti bile. Ama Said Paşa'dan sonra vali olan İsmail Paşa, Müslüman bir memlekette böylesine büyük heykelin dikilmesinin halka arasında hoşnutsuzluk yaratacağını düşündü ve mühendis Ferdinand de Lesseps'e, heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatı verdi. Mühendisin Paşa'yı ikna çabaları sonuç vermedi. Süveyş Kanalı, dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama heykelsiz törenle açıldı.(1869 Kasım)
Barthold'un eseri, Paris'te bir depoya konularak tozlanmaya terk edildi.
Asya'nın Işığı, Amerika yollarında…
O yıllarda dünyanın bir başka tarafında, Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yakınlaşma başlamış, taraflar birbirlerine jest üstüne jest yapıyorlardı.
Paris'ta kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun lideri olan Edouard Rene Lefebvre Laboulaye,Fransı z Hükümeti'niAmerika- Fransa dostluğunu her zaman hatırlatacak bir hediye gönderilmesi konusunda ikna etti. Hediyenin devasa bir keykel olması kararlaştırıldı. Heykel bir elinde hukuku simgeleyen bir kitap tutacak, diğer elinde de "dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü" olan bir meşale taşıyacaktı.
Sipariş gene aynı heykeltraşa, Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Bartholdi'nin eseeri zaten hazırdı, senelerden beri bir depoda beklemekteydi. Asya'nın Işığı'nı simgelemek için yapılan ve parasının büyük bir bölümünü Sultan Abdülaziz'in ödediği, Mısır Valisi İsmail Paşa'nın kabul etmediği heykeldi bu. Heykeltraşın, hazır olan heykelin elleriyle kollarında ve yüzünde bazı değişiklikler yapması yeterli olacaktı. Bartholdi, heykeli Paris'e kendi adıyla anılan bir kule dikmiş olan Gustave Eiffel ile beraberce çalışarak tamamladı ve 1884 Haziran'ın da eserini Fransız hükümetine teslim etti. Öte yandan, Amerikalılar heykelin New York'un hemen girişinde bulunan ufak adalardan birine yerleştirilmesine karar vermişlerdi ve 350 parçadan oluşan heykel "İsere" adındaki bir Fransız gemisiyle 4 Kasım 1885 günü New York'a ulaştı.
Amerikalılar, Fransa'nın hediyesi olan heykelin kaidesinin yapımı için bir bağış kampanyası başlatmış, ilk bağışı Macar göçmeni New York'ta "World" adında bir gazete çıkartan Joseph Pulitzer yapmış ve kaide için 100 bin dolar vermişti. Macar göçmeni gazeteci, daha sonra gazetecilikte dünyanın en büyük ödülü sayılan "Pulitzer"in de isim babası olacaktı.
"Asya'nın Işığı" isim değiştirmiş "Özgürlük Heykeli" olarak, New York şehrinde, inşa edildiği 1886 yılından bu yana Amerika'nın simgesi ve gözlem kulaesi olmuştu. Yapım masraflarının büyük bölümünü Osmanlı'nın ödediği heykel, dünyada en çok tanınan ikonlardan biridir.
Heykelin daha küçük boyutlarda bir kopyası Paris'tedir ve Atlantik Okyanusu'na bakar. Dünyanın başka çeşitli yerlerinde (Osaka, Priştina, Pekin, Nevada, South Dakota, Bordeux …) küçük kopyaları bulunmaktadır.